Borneo’da yetişen boğazlayan türü incir ağacı, bir tür
yabanarısı ile ortak bir yaşam sürdürür. İncir, yabanarılarının
yumurtaları için güvenli bir barınaktır. Buna karşılık yabanarıları da
polenlerini taşıyarak incirin döllenmesine yardımcı olurlar. İncirin
olgunlaşması ile birlikte incirin içine bırakılmış olan yabanarısı
larvaları da olgunlaşır. Haftalar sonra yumurtalardan kanatsız ve kör
olan erkek yabanarıları çıkar. Erkek arılar çiçeğin dişi organının
duvarlarını açarak içeriye girer ve burada bulunan dişi yabanarısı ile
çiftleşirler. Erkek yabanarısının kısa hayatındaki son görevi eşi için
bir çıkış tüneli açmaktır. Erkekler genellikle yüzeye çıkar çıkmaz ölür.
Hamile dişi yabanarısı yumurtalarını bıraktığı incirin içinde bulunan
erkek çiçekten aldığı polenleri taşıyarak birbirine bağlar. Bulunduğu
ağaçtan başka bir tanesine doğru uçarak, olgunlaşmamış incirin alt
kısmındaki dişi organın bulunduğu yere girer. İncirin içindeki
labirentler boyunca ilerler. Yumurtalığının ulaştığı her çiçeğin dişi
organına bir yumurtasını bırakır ve çiçeğin polenlerini her yere sürer.
Dişi yabanarısı da erkek gibi görevini tamamladığında ölür. Bir süre
sonra dişi yabanarısının bıraktığı yumurtalardan yeni yabanarıları
çıkar. Bunlar da polenlerle kaplı olarak daha önce erkek yabanarısı
tarafından açılan tünelden dışarı çıkarlar. Ve üreme zincirine devam
etmek için başka bir incire geçerler. (National Geographic, Nisan 1997
s.41)
Yabanarısının böyle bir yöntemi kendi kendine bulması,
kendi iradesiyle bu zinciri oluşturmaya karar vermesi ve bunu
diğerlerine öğretmesi imkansızdır. İncirin üreme sisteminin yabanarısı
ile ortak yaşayacak şekilde özel olarak tasarlandığı son derece açıktır.
65-54 MİLYON YILLIK İNCİR YAPRAĞI FOSİLİ
Çanakkale Assos Antik Kenti’nde bir lahitte, o dönemde
’ölüye son yemek olarak’ sunulan ve bozulmadan günümüze kadar ulaşan
2.400 yıllık incirler bulundu.
Assos Antik Kenti Kazı Başkanı Doç. Dr. Nurettin Aslan, Ayazma
Kilisesi, Batı Nekropolü, Kuzey Stoası ve yazıtlar konusunda kazı ve
araştırma çalışmaları yürüttüklerini bildirdi.
Kilisedeki araştırmalarda, iç mekánda çok sayıda mezar yazıtları ile
mozaik zemine ait parçalar ortaya çıkarıldığını belirten Doç. Dr. Aslan,
Nekropol’deki kazılarda M.Ö 6’ncı yüzyıla ait çocuk mezarlarında 2-4
yaşlarındaki çocukların iskeletlerinin büyük çömlekler içine
yerleştirildiğinin belirlendiğini kaydetti.
Doç. Dr. Aslan, lahitlerin birinde günümüzden yaklaşık 2 bin 400 yıl
öncesinde ’ölüye son yemek olarak’ sunulan incirler bulunduğunu
kaydetti. Aslan, “Bu incirler mezarlara büyük bir olasılıkla ham olarak
konduğu için günümüze kadar ulaşmış” dedi. Nurettin Aslan, lahitlerde
yanmış zeytin çekirdeklerinin de bulunduğunu anlattı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder